26 Haziran 2008 Perşembe

TÜRKİYE'DE GIDA MEVZUATI

TÜRKİYE'DE GIDA MEVZUATI
Türkiye’de yakın zamana kadar, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Gümrük ve Tekel Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, belediyeler ve diğer bazı kuruluşlar, gıda mevzuatı ile ilgili çalışmalarda bulunmaktaydı. Bunun yanı sıra yürürlükteki gıda mevzuatı (1593 sayılı kanunun bazı maddeleri, Gıda Maddeleri Tüzüğü ve bu konudaki Türk Standartları) gelişen teknolojiye uyum sağlayamadığından, gıda kontrol faaliyetleri arzu edilen etkinliği gösterememekteydi. Söz konusu gıda sorunlarının çözümü ve yetkilerin tek elde toplanması gereği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı tarafından ülkemiz gıda mevzuatının etkinliğini artırmak amacıyla GATT ve Uruguay Round sözleşmesinin Sağlık, Bitki Sağlığı konusundaki yükümlülüğünü yerine getirmek ve AB Gümrük Birliğine girilmesi nedeniyle bir çerçeve oluşturmak amacıyla, 560 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hazırlanarak, 28 Haziran 1995 tarih ve 22456 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 560 sayılı KHK ile, gıda maddelerinin taşıması gereken asgari hijyen ve kalite kriterleri, katkı maddeleri, bulaşanlar, gıda aromaları, pestisit kalıntı limitleri, ambalajlama, etiketleme işaretleme, taşınması, depolanması, numune alma ve analiz metotlarını içeren tüm gıda maddelerine uygulanabilen Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin Sağlık Bakanlığı ile Müştereken hazırlanması görevi Tarım ve Köy işleri Bakanlığına verilmiştir. Bu Yönetmelik, 16 Kasım 1997 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Gıdaların üretim ve satış yerlerini uyması gereken esasları düzenleyen yönetmelik, 10 Temmuz 1996 tarih ve 22692 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine dair yönetmelik 9 Haziran 1998 tarih ve 23367 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Daha sonra bu yönetmelik, 9 Haziran 1999 tarih ve 23720 sayılı Resmi Gazetede ve 15 Kasım 2002 tarih ve 24937 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmeliklerle değiştirilmiştir.
27 Haziran 2004 tarih ve 25483 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair 560 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki 5179 sayılı Kanun, AB sürecinde günün koşullarına uygun hale getirilmiş ve gıda konusunu tek elde toplayarak görevi Tarım ve Köy işleri Bakanlığına vermiştir. 27 Ağustos 2004 tarih ve 25566 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Gıda ve Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeleri Üreten İş Yerlerinin Çalışma İzni ve Gıda Sicili ve Üretim İzni İşlemleri ile Sorumlu Yönetici İstihdamı Hakkında Yönetmelik, Gıda ve Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeleri Üreten İş Yerlerinin Çalışma İzni ve Gıda Sicili ve Üretim İzni İşlemleri ile Sorumlu Yönetici İstihdamı Hakkında yeni düzenlemeler getirmiştir. Ayrıca, Gıda ve Gıda İle Temasta Bulunan Madde Ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü Ve Denetimi İle İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmelik hazırlanarak, 30.03.2005 tarih 25771 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Yönetmeliğin amacı, gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerin güvenliğinin ve kalitesinin temini için piyasa gözetimi, kontrol ve denetim hizmetleri ile işyeri sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir. Yönetmeliğin hükümleri ıso 22000 in getirdiği ilke ve esasları belirleyip, yürürlüğe koymuştur. Halen faaliyet gösteren iş yerleri Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde bu yönetmelik hükümlerine uyum sağlamak zorundadırlar. ISO 22000:2005 GIDA GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİNE KISA BİR BAKIŞ ISO 22000:2005 Gıda güvenliği yönetim sistemi 01-09-2005 yılında yayınlanmıştır. ISO/TC 34 Teknik Komitesinin 8. çalışma grubu tarafından hazırlanmıştır. NEDEN ISO 22000:2005? Bildiğimiz üzere dünyada gıda güvenliğine yönelik ortak bir standart yoktu. Her ülke kendi standartlarını oluşturmuş ve buna göre kontrollerini yapıyordu. Bu nedenle de ülkeler arası karışıklığa neden oluyordu. IFC (ALMAN PERAKENDİCİLER STANDARDI), BRC (İNGİLİZ PERAKENDECİLER STANDARDI) gibi ülkesel bazlı birçok standart ortaya çıktı.Birden fazla standardı uygulamak hem zaman hem de maliyet kaybını bir arada getirdi.ISO 22000 standardı bu anlamda bir bütünlük getirdi ve herkesin ortak dili konuşmasını sağladı. Ayrıca ISO 22000 sadece gıda üreticilerini için değil hem gıda tedarikçilerini hem servis sağlayıcılarını da kapsayacak şekilde hazırlandı. Gıda zincirinde “TARLADAN SOFRAYA” sloganıyla tüm aşamaları kapsayacak şekilde hazırlandı. ISO 22000 GIDA GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİNİN AMACI Gıda güvenlik yönetim sistemi için yeni olan ISO 22000 standardı gıda temini zincirinde güçsüz nokta bulunmamasını sağlamak amacıyla gerekli güvenliği amaçlar.
· Codex HACCP prensipleri ile uygunluk
· Denetlenebilir bir standart sağlamak
· ISO 9001 ve ISO 14000 arasındaki sırayı ve ilişkiyi düzenlemek
· HACCP kavramlarının uluslar arası iletişimini sağlamak, diğer amaçları arasındadır.
ISO 22000 SERTİFİKASYONUNUN FAYDALARI
Ürünlerin uluslar arası platformda daha kabul edilebilir olmasını sağlar, yakında dünya çapında bir mutabakat ile, gıda güvenlik yönetimi sistemi için genel bir standart olarak kabul edilecektir.
Firmanın ISO 22000 gereken ülkelere ihracat yapabilmesini sağlar.
Firmanın müşteri ile yaptığı sözleşmedeki gereklerini sağlayabilmesini sağlar.
Gıda zincirindeki organizasyonun üst ve alt tabakaları arasındaki iletişimi gıda güvenlik tehlikelerinin her adımında kontrol edilmesini ve bu sayede son müşteriye güvenli gıda ürününün teslimini sağlayarak genişletir.
Dünya çapındaki ürün servis ve ticari uygulamaların birbiri ile uyumlu olmasını sağlar.
Ülkemizde firmalar HACCP sistemlerini TS 13001’e göre belgelemekteydi.Ancak bu standart şu anda uygulamadan kalkmış ve yerini ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı almıştır.
ISO 22000 Standardının İngilizce metni 27.01.2006 tarihinde TS-EN-ISO 22000 standardı olarak Türk Standartları Enstitüsü tarafından yayınlanmıştır. Daha sonra TSE Teknik Kurulunca Türkçe metin kabul edilerek 24 nisan 2006 tarihinde yayınlanmış ve aynı zamanda TS 13000 HACCP Standardı yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca 5179 sayılı kanuna bağlı olarak 30.03.2005 tarih ve 25771 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “GIDA VE GIDA İLE TEMASTA BULUNAN MADDE VE MALZEMELERİN PİYASA GÖZETİMİ, KONTROLÜ VE DENETİMİ İLE İŞYERİ SORUMLULUKLARINA DAİR YÖNETMELİK” ISO 22000 Standardı ile uyumlu bir şekilde hazırlanmıştır. Böylece Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca yapılan denetimlerde ISO 22000 e yönelik temel şartlar aranılmaktadır.
Belgelerin Geçerliliği
31 Ekim 2007 tarihinde, daha önce verilmiş olan tüm HACCP belgeleri geçersiz sayılacaktır. Başka bir deyişle 24 Nisan 2006 tarihinden sonra HACCP belgesi verilmiyor. Bu tarihten önce verilenler ise 31 Ekim 2007 tarihinde hükümsüz sayılmıştır. Bu nedenle 2007 yılı ekim ayından itibaren tüm gıda, gıda üreticileri, ve tedarikçilerinin bu Gıda Güvenliği Yönetim Sistemine geçmesi gerekmektedir. 10.06.2008.
Saygılarımla,
HAMDİ DAĞ
Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım Derneği
STD BAŞKANI
VIII. TARIMSAL GELİŞME
1. GENEL TARIM POLİTİKALARI
a) Mevcut Durum
1269. Tarım sektörünün 1999 yılı itibarıyla GSYİH içindeki payı yüzde 15 olmasına karşılık, tarımsal istihdamın toplam sivil istihdam içindeki payı yüzde 45,1'dir. Tarımın milli gelirdeki ağırlığı azalırken, nüfusun önemli bir kısmı hala geçimini tarımla sağlamaya devam etmektedir.
1270. 1991 Genel Tarım Sayımına göre ülkemizde 4,1 milyon tarımsal işletme bulunmaktadır. İşletmelerin yaklaşık yüzde 3,6'sı hayvancılık ve yüzde 96,4'ü bitkisel üretim ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Söz konusu işletmelerin yaklaşık yüzde 35'i 0-2 hektar, yüzde 32'si 2-5 hektar arasında, yüzde 28'i 5-20 hektar arasında ve yüzde 5'i 20 hektarın üzerinde arazi büyüklüğüne sahiptir. Ancak 0-2 hektar arasında bulunan işletmelerin işledikleri alan oranı yüzde 6, 2-5 hektar arasında yüzde 16, 5-20 hektar arasında yüzde 41 ve 20 hektar üzerinde ise yüzde 37 olarak belirlenmiştir. Ortalama işletme büyüklüğü ise yaklaşık 5,9 hektardır. Aynı sayım sonuçlarına göre; büyükbaş hayvancılık işletmelerinin yüzde 71,9'u 5 başın altında, küçükbaş hayvancılık işletmelerinin ise yüzde 31,6'sı 20 başın altında bir büyüklüğe sahiptir.
1271. Tarım sektöründe istihdam edilenlerin gelirleri diğer sektörlere nazaran düşük olup, sektör içerisinde de gruplararası gelir dağılımında büyük ölçüde farklılık mevcuttur.
1272. VII. Plan döneminde tarımsal üretimin yılda ortalama yüzde 1,8, ihracatın yüzde 4, ithalatın ise yüzde 3,9 oranında artması beklenmektedir.
1273. Uygulanan destekleme politikaları ile üretici gelirlerinde istikrar sağlanamamış, dünya fiyatları üzerindeki destekleme alım fiyatları bazı ürünlerin ekim alanlarının genişlemesine, üretim fazlası oluşmasına ve devletin fazla alım yaparak yüksek stok maliyetine katlanmasına neden olmuştur.
1274. Bu olumsuzlukları kısmen gidermek üzere, yeni bir tarımsal destekleme aracı olarak; 2000 yılında Çiftçilere Yönelik Doğrudan Gelir Desteği uygulanması yönünde bir pilot proje başlatılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre uygulama 2001 yılında ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.
1275. GATT Uruguay Turu Tarım Anlaşmasının ilgili hükümleri çerçevesinde ülkemiz yükümlülüklerinin yerine getirilmesine devam edilmiştir. Uruguay Turu sonrası gelişmeler de göz önüne alınarak AB ile yeni bir tercihli ticaret rejimi oluşturulmuştur.
1276. VII. Plan döneminde, 4342 sayılı Mera Kanunu çıkarılmıştır. Tarımda Yeniden Yapılandırma ve Destekleme Kurulu oluşturulmuştur. 4487 sayılı Kanun ile Ürün Borsalarında vadeli işlemler yapılabilmesi imkanı sağlanmıştır. Ayrıca, 552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticar
etinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmış, 4367 sayılı Kanunla sözkonusu KHK'nın bazı maddeleri değiştirilmiş ve ilgili mevzuatta düzenlemeler yapılmıştır. 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun 1 Haziran 2000 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiştir.
1277. Ancak VII. Plan döneminde, Tarımsal Politikalar ile ilgili Yapısal Değişim Projesi çerçevesinde öngörülen Tütün Tarımının Yeniden Düzenlenmesi, Ürün Sigortası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Yeniden Organizasyonu Kanunları çıkarılamamıştır. Üretici Birlikleri Kanun Tasarısı son aşamaya gelmiştir.
b) Amaçlar, İlkeler ve Politikalar
1278. Kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutunu bütün olarak ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulması temel amaçtır. Gıda güvenliği ilkesi çerçevesinde artan nüfusun dengeli ve yeterli beslenmesi esas olacaktır.
1279. Piyasa fiyat oluşumu üzerinde olumsuz etkileri olan ürün fiyatlarına devlet müdahaleleri yerine, üretimin piyasa koşullarında talebe uygun olarak yönlendirilmesini sağlayacak politika araçları devreye sokularak, üretici gelir düzeyinin yükseltilmesi ve istikrarı esas alınacaktır. Üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirler uygulamaya konulacaktır.
1280. Tarım politikalarının esasları; Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşmasının öngördüğü yükümlülükler ile AB'ye tam üyelik sürecine girerken AT Ortak Tarım Politikasında ve uluslararası ticaretteki gelişmeler çerçevesinde belirlenecektir.
1281. İnsan kaynakları başta olmak üzere üretim faktörlerinin daha etkin kullanılması, verimliliğin artırılması, tarımla ilgili kuruluşlarda kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi, kurumsal hizmet akışında gözlenen sorunların giderilmesi, sektör içi kaynak dağılımında etkinlik ve rasyonel kullanımın sağlanması, üretici örgütlerinin güçlendirilmesi, tarımsal işletmelerin rekabet güçlerinin artırılması ve pazarlama ağlarının geliştirilmesine ağırlık verilecektir.
1282. Çiftçi Kayıt Sistemi, Tapu-Kadastro Sistemi, Coğrafi Bilgi Sistemi ve Çiftlik Muhasebe Veri Ağının geliştirilmesi sağlanacaktır. Tarımsal veri tabanını kullanan Tarım Bilgi Sistemi kurulacaktır.
1283. Üreticiyi ve üretim düzeyini risklere karşı korumak amacıyla Risk Yönetimi araçları geliştirilecektir. Bu çerçevede; tarım ürünlerine yönelik sigorta sistemi, vadeli işlemler borsası, sözleşmeli tarım ve stok yönetimi araçlarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve etkin şekilde uygulamaya konulması sağlanacaktır.
1284. Tarımsal gelişmede bölgesel nitelikli programların önemi nedeniyle Tarımda Sorunlu ve Öncelikli Üretim Alanlarının tespit çalışmaları çerçevesinde bölgesel özel programlar geliştirilecektir.
1285. Tarım sektörü ile ilgili her türlü konuda, her aşamada ve düzeyde katılımcı proje planlaması ve yönetimi esas alınacaktır.
1286. Üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve doğrudan üreticilere finansman sağlayan kırsal kalkınma projelerinin oluşturulmasına ve uygulanmasına başlanacaktır.
1287. Kırsal alanda tarımdışı sektörlere destek verilmesi ve kırsal sanayinin yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Tarımdan çekilecek nüfusa yeni istihdam imkanları yaratacak projeler geliştirilecektir.
1288. Tarımsal araştırma kurumları etkili bir yapıya kavuşturulacak, çeşitli kurum, kuruluş ve üniversiteler tarafından yapılan araştırma faaliyetlerinde koordinasyon sağlanacaktır.
1289. Tarımsal araştırma önceliklerinin belirlenmesinde üretici talepleri dikkate alınacak ve uygulamaya yönelik araştırma projelerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında üreticilerin katılımı ve katkısı esas alınacaktır.
1290. Tarım-sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi, işleme sanayiinin rekabet edebilirliğini artırıcı nitelikte uygun ve kaliteli hammaddenin temini ile tarımsal sanayiye dönük sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması sağlanacaktır.
1291. Toprak Mahsulleri Ofisi, ÇAYKUR ve Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. işlevlerini etkin olarak yerine getirmeleri amacıyla yeniden yapılandırılacaktır. Gerekli altyapı oluşturulduktan ve düzenlemeler yapıldıktan sonra, özel sektör ve üretici örgütlerindeki gelişmelere bağlı olarak, söz konusu kurumların faaliyet alanlarının sınırlandırılması ve piyasada gerekli hallerde müdahale görevi üstlenmesi sağlanacaktır.
1292. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin kooperatifçilik ilkeleri doğrultusunda özerkleştirilmesi sağlanırken, söz konusu kurumların yeniden yapılandırılması durumunda sürdürülebilirliği sağlayıcı gerekli önlem ve politikalar uygulamaya konulacaktır.
1293. Kamu tarafından yapılmakta olan bir kısım görevler üretici organizasyonlarına devredilecektir.
1294. Doğal kaynak kullanımında havza bazında katılımcı proje planlaması ve yönetimi benimsenecektir. Doğal kaynakların sürdürülebilir biçimde kullanılması, gen kaynaklarının korunması ve saklanması sisteminin kurulması sağlanacaktır.
1295. Tarımsal politikalar doğrultusunda dengeli ve çevreyle uyumlu tarımsal kalkınmanın sağlanmasına yönelik olarak tarımsal altyapı yatırımlarının her aşamasında yatırımdan faydalananların her türlü katılımı sağlanacak, mevcut altyapının etkin kullanımı ve yeni yatırımların gerçekleştirilmesinde kaynakların rasyonel kullanımı temin edilecektir.
1296. Detaylı toprak etüdlerinin ve toprak haritalarının yapılması ile toprakların kullanım ve korunmasına ilişkin bir kanunun çıkarılması, kadastro çalışmalarının tamamlanması ve toprak veri tabanının oluşturulması sağlanarak Arazi Kullanım Planı hazırlanacaktır.
1297. Bölünemeyecek en küçük parsel anlamında optimum işletme büyüklükleri bölgelere göre tespit edilecek, belirlenecek ekonomik işletme büyüklüklerine bağlı özendirici tedbirler geliştirilecektir.
1298. Hayvansal ürünler üretimi geliştirilecek, toplumun hayvansal protein bakımından dengeli ve yeterli beslenebilmesini sağlamak amacıyla hayvan ıslahı, hayvan hastalık ve zararlılarıyla mücadele ile kaliteli kesif yem ve yem bitkileri üretiminin artırılmasına, meraların ıslahına ve yayım hizmetlerine ağırlık verilecektir.
1299. Su ürünlerinde sürdürülebilir üretimin artırılması amacıyla; doğal kaynakların rasyonel kullanımı sağlanacak, yetiştiricilik ve açık deniz balıkçılığı geliştirilecek, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine önem verilecek ve kamuda etkin kurumsal bir yapının oluşturulması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
1300. Ormanlar; toplumun ormancılık sektörü ürün ve hizmetlerine olan gereksinimlerini, sürdürülebilir ormancılık, biyolojik çeşitlilik ile yaban hayatını koruma ve çok yönlü yararlanma ilkeleri doğrultusunda ekonomik, sosyal, çevresel ve ergonomik kriterler çerçevesinde yönetilecek, işletilecek ve korunacaktır.
1301. Ülkemizde ormansızlaşma, çölleşme, toprak erozyonu, sel, heyelan ve çığ gibi afetleri önlemek amacıyla, ağaçlandırma, erozyon kontrolu, mera ıslahı ve sosyal ormancılık faaliyetleri geliştirilecek, gerçek ve tüzel kişilerin orman yetiştirme etkinlikleri desteklenecektir.
c) Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler
1302. Tarım sektörü ile ilgili konuları bir bütünlük içinde ele alan Çerçeve Tarım Kanunu çıkarılacaktır.
1303. Ziraat Odalarının etkin olarak faaliyetlerini sürdürmeleri ve geliştirilmeleri yönünde düzenlemeler yapılacaktır.
1304. Kamudan bağımsız bir yapıda üreticilere üretimden pazarlamaya kadar olan safhalarda hizmet vermek üzere kar amacı gütmeyen organizasyonlar oluşturmaya yönelik bir Üretici Birlikleri Kanunu çıkarılacaktır. Örgütlü çiftçi kesiminin desteklenmesi ve bu yönde teşvik önlemlerinin uygulamaya geçirilmesi sağlanacaktır. Söz konusu örgütlerde denetimin özerkleştirilmesi yönünde düzenlemeler yapılacaktır.
1305. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile tarımsal nitelikli Kamu İktisadi Teşebbüsleri yeniden yapılandırılacaktır.
1306. Tarımsal Ürün Sigortaları Kanununun ve buna ilişkin eylem planının hazırlanmasına ilişkin çalışmalar tamamlanacaktır.
1307. Tarımda Yeniden Yapılandırma ve Destekleme Kurulu, özel sektör kuruluşları ile çiftçi örgütleri temsilcilerini yeterince kapsamadığından, yeni üyelerin katılımıyla genişletilecektir.
Kaynak:
..... © DPT.YBM, 28.2.2003
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (kalkınma planları)
SÜRDÜRÜLEBİLİR VE
EKOLOJİK TARIM DERNEĞİ

Sürdürülebilir tarım, genetik çeşitlilik, toprak, su, güneş gibi tarımsal üretim kaynaklarının kullanımı ve çiftçilerin ekonomik olarak tarımsal işletmesini devam ettirebileceği bir tarım tekniğidir. Ülkemizde endüstriyel alandaki gelişmelere bağlı olarak, hızlı nüfus artışı ve kentleşme sonucu katı, sıvı ve gaz halinde oluşan sanayi ve evsel atıkları toprak, su ve hava gibi çevrenin temel unsurlarının kirlenmesine neden olmaktadır. Doğayı ve doğadaki tüm canlıların geleceğini tehdit eden bu zararlı etkiler tarım yapılan alanlara da sıçramıştır. Ayrıca bitkisel üretimdeki teknolojik gelişmelere paralel olarak tarım topraklarına aşırı gübreleme ve ilaçlama yapılmaktadır. Ancak verimliliği artırmak için yoğun olarak kullanılan bu kimyasallar toprak kirliliğine neden olmaktadır. Çevre kirliliğini önlemek ve tarım topraklarının verimliğini korumak için tüm Dünyada bu konu ile ilgili çevreler, çevre dostu tarım sistemlerinin geliştirilmesi için çalışmaktadırlar. Bu amaçla geleneksel tarım sistemlerine alternatif olarak toprak ve ekosisteme olumsuz etkileri olmayan sürdürülebilir ve ekolojik tarım gibi üretim sistemleri üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizde tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak, çiftçilerimizi yeni bilgi ve teknolojilerle mutlaka desteklenmesi gerekmektedir. Tarımda sürdürebilirlik hareket eden bir hedef gibidir. Tarımsal üretim arazide biyolojik, fiziksel, kimyasal etkilerin altında yapılmakta ve tarımla uğraşanlar da sürekli değişen ekonomik, sosyal ve politik koşulların bulunduğu bir çevrede yaşamaktadırlar. Gerçekte sürdürülebilir tarım sistemleri tarladan tarlaya ve bir mevsimden diğerine farklılık göstermektedir. Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım Derneği.

İşte yukarıda sözü edilen gerçeklerden yola çıkarak, geleceğe dönük olarak tarımsal üretim planlamalarında çevre dostu olan sürdürebilir tarım sistemleri üzerinde durulması, bilimsel araştırma ve uygulamalar sonucu elde edilen yeni bilgi ve bulguların, pratikte üreticiler tarafından uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik prensipleri çerçevesinde uygulamaya aktarılması olanaklarının ortaya konulması noktasından hareketle Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım Der.(1995) kurulmuştur.
Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım Derneği, tarım alanlarında yenilenebilir enerji kaynakları ve dönüştürülebilir tarımsal girdi kullanımıyla çevre dostu tekniklerle, temiz ve sağlıklı tarımsal ürün üretimini sağlayan eğitim çalışmalarını yaklaşık yirmi bin hektar alan ve iki yüz kırk üç işletmede on yıldan beri uygulamaktadır.
Derneğin temel amacı, Ülkemizde çevre dostu tarımı teşvik etmek amacıyla üreticileri sürdürülebilir tarım konusunda eğitmek, bilinçlendirmek ve üretim yaparken çevreye zarar vermeyen yöntemleri kullanmasını ve tüketecilere zarar vermeyecek üretim yapmasını sağlamak. Bu amaçları doğrultusunda eğitim ve danışmanlık çalışmaları yapmaktır.
Dernek kısıtlı olanakları nedeniyle bu çalışmalarını, görüntüleme ve yayma hizmetlerini yerine getirememektedir.
Derneğin amaçları aşağıda verilmiştir.
a-Türkiye’de sürdürülebilir tarım ve hayvancılık ve üretim tekniklerini yaymak, yaygınlaştırmak ve kalkınmaya katkı sağlamak,
b-Tarımsal üretim sürecinde çevreyi korumak ve ekolojik (organik tarımı) Türkiye’de yaygınlaştırmak, İTU (İyi Tarım Uygulamaları) nı, hayata geçirmek, Gıda Güvenliği konularında İSO 22000,HCCP ve ISO 9001, Kalite yönetim Sistemi konularında eğitim çalışmalarında bulunmak ve bu konularda belgelendirme çalışmaları yapmak, sertifika vermek ve sürdürülebilirliğini sağlamak , bu konularda ilgili lâboratuarlar, atölyeler ve tesisler kurmak ve kurdurmak. Sertifikalı tohum, fide ve fidan, organik gübre ve biyolojik mücadele ürünlerinin imal, üretim, ithal ve dağıtımını yapmak.
c-AB uyum sürecinde ITU (İyi Tarım Uygulamaları); Tarımsal mekanizasyon, modernizasyon ve Tarım Teknikleri alanında teşvik, eğitim ve uygulama/danışmanlık hizmetlerini yerine getirmek ve gerekli teşebbüsleri yapmak.
d-Küçük çiftçi, üretici ve tüketicilerin ortak problemleri için rasyonel çözümler üretmek, uygulamak ve uygulatmak. 5253 Sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde tanımlanan ve 5072 Sayılı Kanunla öngörülen kurum ve kuruluşlardan gerektiğinde yardım almak, iştirak ve işbirliğinde bulunmak, ortak projeler oluşturmak; Ayrıca, Vakıf, Kooperatif, ortaklık, üretim ve pazarlama organizasyonları, sosyal amaçlı ürün temin, tanıtım ve dağıtım kulüpleri, marketler kurulmasını sağlamak. Kurulu olanlara katılmak, gerektiğinde teşebbüs halindeki benzer kuruluşlarda “kurucu” sıfatıyla yer almak.
e-Tarımsal üretim, hasat, toplama, nakil-taşıma, depolama, muhafaza, ambalajlama ve değerlendirme sürecinde gerekli hizmetlerin yerine getirilmesini temin etmek ve/veya teşebbüslerde bulunmak,
f-Kamu kurum ve kuruluşlarınca, Uluslararası Resmi Kurum ve Kuruluşlarla hükümet dışı organizasyonların Tarımsal uygulamalara ve çevre korunmasına ilişkin Kredi Teşvik ve Fon’ların destekleme programları çerçevesinde, üyelerin ve Türk çiftçilerinin menfaatlerini kollayıcı şartları yaratmak, yaymak, Federasyon ve Konfederasyon gibi ulusal ve uluslar arası üst ve eş tarım kuruluşları ve organizasyonlara üye olmak ve katılmak.
g-Sivil toplum kuruluşu olarak tarımsal alanda kurulu Ulusal ve Uluslar arası üst Federasyon gibi organizasyonlara katılmak. Kurulu değilse, kurucu sıfatıyla teşebbüslerde bulunmak.
h-Üyelerle ilgili uğraşlar hakkında ortak görüşleri oluşturabilmek ve iletişim yolları bulmak. Süreli veya süresiz yayınlar yapmak.
i-Üyelerinin yiyecek, giyecek gibi zaruri ihtiyaç maddelerini ve diğer mal ve hizmetlerle kısa vadeli kredi ihtiyaçlarını karşılamak için ‘yardımlaşma ve dayanışma amaçlı’ sandık kurmak. Lokal açmak.
j-Üyelerin işletmeleri için muhasebe kayıt program ve metotları geliştirmek, üyeler arasında bilgi alışverişinde bulunmak,
k-Dernek, büro, atölye ve laboratuvarlarda çalışan yönetici, büro personeli ve diğer hizmet görevlilerinin eğitimlerini yapmak ve/veya yaptırmak, bunlardan en verimli şekilde istifade etmenin yollarını araştırmak,
l-Dernek hizmetlerini sürekli geliştirmek, üyeler ile tarım sektörüne faydalı çalışmalar yapmak, Sözleşmeli tarım ürünleri yetiştirmek, üreticileri teşvik ve organize etmek. Bu amaçla teşkil edilecek şirket ve kooperatiflerin kurulmasını desteklemek, teşvik etmek, yardımcı olmak. Bu tür kurum, kuruluş ve organizasyonlara öncülük ve önderlik yapmak.
m-Dernek üyeleri arasında dayanışmayı artırmak ve yeni üyeler kazanmak, hizmetlerini tanıtmak, yaymak amacı ile yemek, gezi, fuar, çay, balo, seminer, panel, konferans gibi toplantılar ve etkinlikler düzenlemek, dernek amaçlarına uygun ulusal ve uluslararası etkinliklere katılmak,
n-Dernek amacına uygun faaliyetleri yürütebilmek için ihtiyaç duyulan taşıt, araç, gereç, eşya, ekipman ve donanımı sağlamak. Bunların temin ve tedariki konusunda ulusal ve uluslar arası özel ve resmi fon, kurum ve kuruluşlar ile yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak.
o-Türkiye’de organik Tarım ve İTU Tekniği uygulamaları ile üretilmesi planlanan ürünlere AB ve uluslararası standarda uygun sertifika verilmesini sağlamak, bunun için gerekli izni almak ve uygulamak,
p-Organik tarım ve İTU Yönetmeliğine uygun tesis, laboratuvar kurmak ve işletmek,
r-Üreticilere ve Dernek üyesi çiftçilere Organik Tarım (OT) ve İyi Tarım Uygulamaları (İTU) tekniklerini öğretmek amacı ile kurslar düzenlemek, ders vermek, derslikler kurmak. Okul çağındaki çocuklarının eğitimlerinin geliştirilmesi ve yetiştirilmesi amacı ile kurslar düzenlemek, ders vermek ve derslikler kurmak,
s-Tarımsal ürün sigortalarını yapmak/yaptırmak, yaymak ve sigortacılığı geliştirmek için çalışmalarda bulunmak.
t-Tarımsal Konularda araştırma ve geliştirme (AR-GE) çalışmaları yapmak, yaptırmak, ihtisas komisyonları kurmak,
u-Dernek merkezi haricinde yurt içinde veya yurt dışında temsilcilikler açmak.
ü-Dernek amaç ve faaliyetleri doğrultusunda plâtformlar oluşturmak veya kurulu plâtformlara katılmak.
Dünyada İzlenen Politikalar
Gelişmiş ülkeler sürdürülebilir tarım konusuna 1900'lü yılların başında başlamış, "Uluslararası Sürdürülebilir Tarım Birliği" ve "Uluslararası Organik Ürün Hareketleri Organizasyonu" hareketleri başlamış Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının araya girmesi üzerine bu başlayan hareketler sekteye uğramıştır. İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle hareket tekrar başlamıştır. Günümüzde merkezi ABD'de olan "Sürdürülebilir Tarım Birliği (SAA)" ve Merkezi Almanya'da olan "Uluslararası Organik Ürün Hareketleri İzleme Organizasyonu (IFOAM)" tarımsal üretimde Sürdürülebilir Tarım, temiz üretim ve temiz ürün çalışmalarını sivil toplum örgütleri olarak yapmaktadırlar. Türkiye'de 1996 yılında bu konuda çalışmak üzere Uluslararası Statüde kurulmuş olan "Sürdürülebilir Tarım Çiftçi Yardımlaşma Derneği" misyonunu tamamlamış ve 2004 tarinde misyonunu yenilemek üzere kendini fesh etmiş ve hemen akabinde yeni açılımlara olanak verecek şekilde AB sürecini de göz önünde bulundurarak Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım Derneği olarak yeni misyonla hayatını sürdürmektedir.. Derneğimiz, sürüdürlebir ve ekolojik tarım konularında çiftçi ve tüketiciyi bilinçlendirmek amacıyla tüzüğünde belirtilen konularında bilgi üretmekte ve yayım çalışmalarıylada başta üyelerine, çiftçi ve tüketicilere hizmet vermekte olup projeler üretmekte,danışmanlık hizmetleri sunmaktayız..
Türkiye'de İzlenen Politikalar
Türkiye, özellikle 1960 yılından itibaren hızla gelişmekte, sanayileşmekte ve kentleşmektedir. Bu süreç önümüzdeki dönemlerde de hızlanarak devam edecektir. 1992 yılı Haziran ayında Brezilya’ nın Rio de Jeneiro kentinde BM. Çevre ve Gelişme Konferansı yapılmıştır. Konferans sonunda deklere edilen bir eylem planı yani "Gündem 21" ortaya çıkmıştır. DPT Gündem 21 'in getirdiği yükümlülüklerden biri olan "Türkiye Gündem 21" Ulusal Çevre Eylem Planı çalışmalarına başlamış ve 1996 yılında çalışma tamamlanarak yayınlanmıştır. Bu çalışmanın akabinde Çevre Bakanlığı tarafından "Türkiye Ulusal Gündem 21 Hazırlanması ve Uygulanması Projesi" hazırlanmıştır.
Bütün bu çalışmalara paralel olarak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Türkiye'de üretilen ve AB. Ülkelerine pazarlaması planlanan tarım ürünlerinin sertifikalandırılması için "Organik Yöntemle Üretilmiş Ürün Yönetmeliği"ni Aralık 1994 de Resmi Gazete' de yayımlanmış ve Ürün Sertifikalama hizmetleri Türk ve Yabancı Ülke Firmalarınca verilmeye başlanmıştır. Daha sonra Tarım Bakanlığınca Aralık 2004 tarihinde Organik Tarım Kanunu ve yönetmeliği Çıkarılmıştır.
Ülkemiz son yıllarda bahçe ürünleri ihracatında özellikle tarımsal ilaç kalıntıları bakımından önemli sorunlar ile karşılaşmaktadır. Bu durum, Türk bahçe ürünlerinin imajını olumsuz bir şekilde etkilemekte ve ülkemizin gelişmiş Avrupa ülkelerine bahçe ürünleri satabilmesini zorlaştırmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerindeki büyük perakendeci kuruluşlar (süper ve hipermarketler) kendi toplumlarının sağlıklı tarımsal ürünler tüketimini temin etmek için bu ülkelerde yetiştirilen ve dışarıdan ithal edilen tarımsal ürünlerde aranan minimum standartları yeni bir düzenleme yaparak belirlemişlerdir.
EUREPGAP adı verilen bu protokol Avrupa Gıda Perakendecileri (The Euro Retailer Producer Group) tarafından 1999 yılında hazırlanmıştır. Bu protokol, bugün belli başlı süper ve hipermarket zincirleri tarafından kabul edilmekte ve istenmekte olup yakın gelecekte özellikle Avrupa Birliği ülkelerine ithal edilecek tüm bahçe ürünlerinde uyulması gerekli bir ön koşul haline getirilecektir. Bu protokolün hızlı bir şekilde üreticilerimiz ve ihracatçılarımız tarafından benimsenerek gerekli önlemlerin acilen alınması gerekmektedir.
Bu gelişmelere paralel olarak Tarım Bakanlığınca Eylül 2004 tarihinde çevre insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretimin yapılması, doğal kaynakların korunması, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla ‘İyi Tarım Uygulamaları Yönetmeliği yayınlanmıştır.
Türk Standartlar Enstitüsü 1998-1999 yılı iş programına "Ekolojik Yöntemlerle Üretilmiş Tarım Ürünleri Standardı Hazırlanması" etkinliğini koymuş ve bunun için Ekolojik Tarım Ürünleri Hazırlık Standartları Daima Komitesini kurmuştur. Komite çalışmalarına devam etmektedir.
Derneğin Temel Faaliyetleri
1-Eğitim,Araştırma,Uygulama ve proje Çalışmaları
2-Yayım Çalışmaları ve Danışmanlık,tanıtım ve bilgilendirme
3-İyi Tarım Uygulamaları,Organik Tarım,projeleri ve eğitimleri
4-Çiftçi ve Tüketici Bilinçlendirme toplantıları ve eğitimleri
5-Gıda Güvenliği ve ,Gıda 22000 standardı Çalışmaları
6-Üretici Birliklerinin kurulması ve Yaygınlaştırılması.Projeleri
7-Fuar,Sempozyum, Panel ve Kongreler
8-Ulusal ve uluslar arası çalışmalar ve toplantılar.

24 Haziran 2008 Salı