9 Ağustos 2014 Cumartesi

BİR TARİHÇİ GÖZÜYLE TARIM; Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI

BİR TARİHÇİ GÖZÜYLE TARIM
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Tarihin birçok tanımı yapılabilir. Belki de en işlevsel tanımı, dünü bilerek ve değerlendirerek geleceği planlamada bize yol göstermesidir.
Bu  yorumu yaz sıcağında okumaya çalıştığım Zaman Kaybolmaz “İlber Ortaylı Kitabı”nın tarım konusundaki  tespitlerinden (s.336-337)  yola çıkarak yaptım.
İlber Ortaylı şunları söylüyor:
* Eğer köylülüğün  “teşebbüs kabiliyetini” öldürürsen bir daha dirilmez…. Nitekim Turgut Özal  döneminde, bu eğilimi gördük... Böyle budalaca pazar mekanizmasına  bırakamazsın ziraatı. Çünkü, toprağı ekmek, çok zor bir iştir.
* Toprağın insanları, bir kere başka bir işe bulaşırlarsa, bir daha kolayca dönmezler topraklarına.
* Halbuki toprak, bütün zenginliklerin aslıdır.
*  Bizde mesela şimdi başka bir engel çıktı: “Bırak toprağı, gel şehre efendim, devletin arazisini çal, apartman yap, zengin ol.” Böyle bir hayat nereye götürür?
Ortaylı, tarımın ihmal edildiği ülkelerden biri olan Ukrayna örneğinden yola çıkarak şunları da anlatıyor:
“Hayvancılık deseniz öyle bitirildi. İşte Ukrayna’da bu faciayı gördüm gözlerimle…
Yeryüzünün en zengin köylülüğü  nasıl bu hale gelir? En verimli topraklar üstünde tembel, alkolik, hiçbir şey üretemeyen insanlar… Onun için bana artık kimse böyle tarım üzerinde liberal ve realist arz talepçi  mekanizmalar nutku atmasın. Dinlemem”
Bunlar da, küçük ve orta ölçekli aile çiftçiliğini savunan, şirket tarımcılığın hizmetine girmeyen Bir Tarım Bilimcinin tespitleri.
* Kırsal kesim giderek yoksullaşıyor.
Tarımda arz esnek olmadığı için tarımsal ürün fiyatları enflasyona bağlı olarak artmamış, buna bağlı olarak mazot, gübre, tohumluk ve damızlık ile ilaç fiyatları aksine yükselmiştir. Bunların sonucunda kırsal kesim giderek yoksullaşmıştır.
* Tarımsal üretimde gerilemeler olmuştur.
Hektar başına üretim değeri ve buna bağlı olarak, önemli tarım ürünü gruplarında genel bir düşüş vardır. Endüstri bitkilerinde, tahıl üretiminde, şeker pancarında, sığır ve koyun etinde, önemli azalmalar olmuştur.
* Türkiye’nin gıda egemenliği kalmamıştır.
Tarımsal ürünlerde meydana gelen hayati azalmalar nedeniyle Türkiye, kendi pazarını koruyamaz ve denetleyemez bir duruma düşmüştür ve kimi önemli ürünlerde dışalım ciddi boyutlara gelmiştir. Mısır, buğday ve yağlık tohumlar hatta pamuk dışalımları bunlara örnek olarak verilebilir.
* Kentlerde yoksul semtler oluşmuştur.
Küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerinin para kazanamaması ve yoksullaşması, kentlere göçü hızlanmıştır. Ancak, kentlerde bu nüfusu eritecek iş olanağı olmadığı için işsizlik tavan yapmış, yoksul semtler kent nüfusunda başat duruma gelmiştir. Uygulana gelen yeni-liberal politikalarla  bugün Türkiye’de yeterince üretemeyen, ürettiğine  sahip çıkamayan, sömürüye açık, sayıca çokluğuna karşı, siyasette edilgen ve gizli ve açık işsizliğin kaynağı bir kırsal kesim oluşturmuştur. Ancak daha vahimi, gıda güvencesi olamayan ve giderek büyük çoğunluğu az beslenen bu Türkiye görünümü ortaya çıkmıştır.
Konuya tarih açısından bakan bir bilimci ile tarım bilimcisinin tespitleri arasındaki  koşutluğa ne demeli?
Buradan iki  çıkarım yapabiliriz:
* Bilimci, liberal egemenlerin dümen suyuna girmemelidir. Bilimin ışığında büyük çoğunluğun çıkarlarını savunmalıdır.
* Bağımsız bir toplum ve devlet için, tarımın korunması ve geliştirilmesi yurt savunması kadar önemlidir. Bu anlamda Tarım Bağımsızlıktır denebilir.
***
(Prof. Dr. Mustafa Kaymakçımustafa.kaymakci68@gmail.comAnana Fikir Plâtformu)