Bir yatırım yapılmaya başlanmadan önce fizibilite (olabilirlik) raporu hazırlanır. Hayvancılık yatırımında fizibilite hazırlanabilmesi için inşaat mühendisine, mimara, zeotekniste, endüstri veya makine mühendisi, elektrik mühendisi, veteriner hekime ve ekonomiste veya tarım ekonomistine ihtiyaç var.
Mimar, kurulması öngörülen yatırımın arazisine mimari planı çizerek oturtur. İnşaat mühendisi, cinsine göre beslenecek hayvan kapasitesine göre inşaatın maliyetini hesaplar, planını çizer, bu plana göre makine mühendisi veya endüstri mühendisi makine ve ekipmanın yerleşim planını çizer. Veteriner Hekim bir yıllık veteriner hizmet bedelini hesaplar. Zooteknist, hayvan cins ve yaşlarına, hayvanın niteliğine göre yıllık yem tüketimini, elde edilecek canlı ağırlık et ve çiğ süt miktarını hesaplar.
Hayvancılık yatırımında işin can alıcı kısmı ekonomist veya tarım ekonomistinindir. Yukarıdaki tüm teknik elemanlardan hesaplamalar geldikten sonra ekonomist hayvan canlı ağırlık fiyat rayiçlerini piyasadan elde eder. Yani ekonomik kesim ağırlığına gelen hayvanların canlı ağırlık fiyatlarını piyasadan öğrenir.
Aylık elektrik, su , işçilik, yem giderlerini hesaplar. Bulduğu aylık giderleri hayvanların çiğ süt üretecek zamana kadar toplar. Diyelim ki işletmeye 2-3 aylık gebe düve alınmış olacak ise 6 ay gelir olmaksızın devamlı olacak gideri hesaplar. Bu arada çiğ süt satın alım fiyatını da 70 kuruş olarak elde etmiştir.
Yatırım bitip hayvanlar işletmeye konulduktan sonraki 6 aylık süreklilik arz edecek giderlerin toplamını da hesaplar.
Artık, sıra, gelirlere gelmiştir. Ekonomistimiz, veya tarım ekonomistimiz her hayvanın (holştain olsun diyelim) gelirini hesaplarken holştain hayvanın literatürdeki laktasyon (doğum başlangıcı ve bu başlangıcı takip eden 300 gün) verimi kabul edilen 6000 litre çiğ süt kabulü ile çiğ sütün 70 kuruşunu çarpar. Buluğu sonuç 4200 TL’yi işletmedeki toplam hayvan sayısı ile çarpar. Her yıl için bir buzağı elde edileceğini ve bu buzağılarının % 60’ının erkek olacağı var sayımı ile 22-24 ay sonra kesime geleceği var sayımı ile şimdiki canlı hayvan fiyatlarından hesaplama yaparak kasaplık canlı hayvan gelirini bulur. Buzağıların % 40’ının dişi olacağı var sayımı ile dişi buzağılardan oluşacak gebe damızlık düve gelirinin ne kadar ve hangi yılda veya kaçıncı aylarda gerçekleşeceğini hesaplar.
Gelir gider tabloları 0 (sıfır ) faizli kredinin miktarı milyon TL de olsa 2 yılı ödemesiz 5 yıl vadeli banka kredisini oluşacak kasaplık hayvan ve gebe damızlık düve geliri güya ödeyecektir.
Böyle hazırlanan hayvancılık fizibilite kredisinin Ziraat Bankası taliplilerine açmaktadır.
Böyle hazırlanan fizibilitede yazılmayan gerçekleri de Ziraat Bankası’nın kredi uzmanları maalesef onay vermelerinin sebebi ziraat bankasının bir devlet kuruluşu olması dolayısı ile iktidardan emir almasındandır.
Bu fizibilitede bir değil birkaç facia gizlenmektedir. Birincisi,O da bankacılık ölçütlerine göre satışa konu olan emtialardaki (çiğ süt-et) istikrarın olmayışıdır. Çiğ süt satın alım fiyatlarının 70 kuruş olma sürekliliğini sağlayacak bir serbest piyasa ekonomisinin veya çiğ süt satın alımlarında gerçekçi bir fiyat istikrar düzenin olmayışıdır. Bu düzeni serbest piyasanın değil tek satın alıcı konumunda olan süt sanayicileridir.
Bu fizibilitelerde ikinci facia ise holştain cinsi süt ineklerinde laktasyon ortalamasının reel anlamda 6000 litre olmayıp gerçekçi bir holştain laktasyon ortalamasının ülkemizde bulunmayışıdır. Ülkemizde cins ayırımı yapılmaksızın süt ineği başına yıllık verim ortalaması 1700 litredir. (Tarım Bakanlığı verileri)
Bu fizibilitede üçüncü facia yeni kurulacak işletmelere gebe düve nakillerinde buzağı düşüklüğü, erken doğan buzağı ölümlerinin, hatta nakliyede sakatlanma oranlarının ortaya konulmayışıdır. Nakillerde buzağı düşüklüklerini, nakil sonrasında da buzağı düşüklükleri ve ölümlerini Tarsim sigortası işletme sahibine tazmin ediyor ise de bunların işletme için zaman kayıpları olduğu gerçeği unutulmaktadır. Tarsim ölen süt ineğinin, gebe düvenin kendisinin bedelini tazmin ediyor olsa da süt ineğinin, gebe düvenin olası gelirini ödemiyor olması ve bunun gelir risklerinin fizibilitede olmaması işletme sahibi için bir faciadır.
İşte çiğ süt fiyatları 2010 Aralık ayında 70 kuruş iken 50 kuruşa süt sanayicileri tarafından 2011 Ocak ayında düşürüldü
Ziraat Bankası 0 (sıfır ) faizli hayvancılık kredilerinde ‘’ sektörde tecrübeli’’ olanları tercih ediyormuş.
Ziraat Bankası’nda 1985-1990 yılları arasında hayvancılık kredisi kullandıran uzmanlar halen çalışıyor olsalardı ‘’ biz bu filmi gördük ‘’ diyeceklerdi.
İktidarın hayvancılık politikalarında et, canlı hayvan ithalatı, çiğ süt satın alımlarında süt sanayicilerine teslimiyetçilik sürdürüldüğü takdirde;
Şimdi sıfır faizle kurulan hayvancılık işletmeleri kredi borçlarını ödeyemez duruma gelip ziraat bankasının haciz uygulaması ile yapılabilinecek satışta hiç kimse alıcı olmayacağından bu işletmeler ziraat bankasının uhdesine % 40 değerinden geçecektir. İşletme sahibi de işletme değerinin % 60’ı kadar bir meblağı bankaya borçlu kalacaktır. Yıllarca Ziraat Bankası kendi uhdesine geçecek bu işletmeleri korumak için bekçi parası verecektir.
Sahi 1985-1990 yılları arasında Ziraat Bankası’nın teşvikli hayvancılık kredilerinin ne kadarı geri döndü, ne kadarı battı. Biz bu rakamları bilmiyoruz. Bildiğimiz: Sadece Ankara’ da toplam 50 bin başlık işletmelerin, işletmeciliği sürdüremeden Ziraat Bankasının haciz takibine uğrayarak boş kaldığıdır, ziraat bankasının alacağını tahsil edemediğidir. Hazine parasının batırıldığıdır.
Şimdi de hem hayvancılığımız hem de milletin paraları batırılıyor.
Biz bu filmi görmüştük!
Mesleğimiz gereği tekrar seyrediyor ve zarar ettiriliyoruz!