Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü?
(Bakanlık Bilgi Notu)
Hani bir söz vardır: Düğün değil bayram değil eniştem beni
niye öptü?
Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı (Chevalier dans
I'Ordre du Merite Agricole), bu yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi
Eker’e verildiği haberleri basında geçince konu; tarım basın ve yazarları ‘’Eniştemiz
Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü, Bakanımız Nasıl Şövalye Oldu, Niçin Şövalyelik
Nişanı Verildi’’ gibi başlıklarda yer aldı. Yazılarda Türkiye’nin canlı hayvan
ve et ithalatında Avrupa Birliği ülkelerinin birinci, Fransa için Avrupa
Birliği içerisinde Türkiye’ye en çok hayvancılık ürünü satışta yine birinci
sırada yer aldığı bu yüzden Bakana şövalyelik nişanı verildiği yorumları
gerçekleşti.
Türkiye’nin 250 milyon TL’lik hayvan ithalatından memnun
olan Fransa’nın memnuniyetini hayvancılığımızı Türkler kurtardı şeklinde dile
getirdiği, verilen şövalyelik nişanının Fransa’nın bu sevincinin ifadesi
olabilir mi soruları basınımızda yer aldı. GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’in şövalyelik
nişanı aldığı haberleri ve bu haberler ile ilgili makalelerin yayınlandığı
facebook, yahoo, google’daki gıda , tarım ve hayvancılık sitelerinde
besi, çiğ süt-damızlık üreticilerinin devam eden ithalata tepkilerini dile
getirdikleri görüldü.
2011 yılında Türkiye Amerika Birleşik Devletlerinden en çok
canlı hayvan ithal eden unvanına sahip olduğu bizzat bu yılın başlarında ABD’li
yetkililerce açıklanmıştı. Amerika’dan canlı hayvan ithalatı yapan ülkeler
arasında Türkiye ABD’den 210 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı yaparken
ikincilik 96 milyon dolar ile Rusya’ya aitti.
2011 yılında Türkiye ABD, AB ve Uruguay’dan canlı hayvan
ithal etti. Türkiye’ye canlı hayvan, karkas et satmada birincilik AB
ülkelerine, ikincilik ise ABD’ye ait idi.
İşte canlı hayvan, kesilmiş et ithalatının 2011 yılının
perspektifindeki ön görünüşü bu. Ön görünüşte hayvan ithalatı popülist
bir tavırla eti ucuzlatmak yapılıyor. Perspektifin sağ görünüşünde çelişkilik
yaratan sübvansiyonlu besi, damızlık üretiminin kredilendirilmesi devam ediyor.
Sol görünüşte ise ithal canlı hayvan et fiyatlarının yerli üretimini sekteye
uğratıyor. Diğer görünüşlerin her birinde; hayvancılıkta küçük çiftlikler işi
bırakıyor, büyük ölçekli yatırım ve işletme sayıları artıyor. Büyük ölçekli
yatırımcıların kaba yem tedarikindeki acemilikleri samanı yetmez hale
getiriyor. Büyüyen hayvan varlığı (2010 yılına göre kıyasla 2011 yılında
%8)gerçekte geçen yıla kadar verilen sıfır faizli borçlanmanın eseri olduğu
görülüyor. Hayvancılık sektörünün ürettiği çiğ sütü satın alan
endüstriyel süt sektörü ise 2011 yılında kendi kazanç sermayesi ile % 20
oranında büyüdüğü görülüyor. Hayvancılık sektöründe reel büyüme gerçekleşmez
iken Endüstriyel süt sektöründe %20’lik büyümenin çiğ sütte piyasa
düzensizliği, çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelerde değil düşük
tutulması, ambalajlı ürünlerde ise serbest bırakılması, bir nevi tarımsal
üretimdeki çiğ süt gelirlerinin sanayicilere sermaye transferini yaratıyor.
2008 yılında başlayan hayvancılık sektörünün devam eden
ithalat ile fetret devrinin halen kapanmayışı ve yukarıdaki perspektifin
mevcudiyetinin tepkisi GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’e yöneliyor. ‘’Yiğidi öldür
ama hakkını inkar etme ‘’deyimi var. Canlı hayvan, et ithalatının
konuşulmaya başlandığı 2010 yılı Mart’ına kadar Sayın Bakan et, canlı hayvan
ithalat tüccarlarının yaygaralarına karşı durup yapacağı toplantıya önceden ‘’
hayvan ithalatını isteyenler gelmesin ‘’ demiş olarak sonuna kadar ithalata
karşı çıkmıştı. İthalat şalterini Sayın Başbakan indirince Sayın Bakan
‘’çaresiz’’ kalıp başlatmıştı. Dolayısı ile hayvancılık politikasını bir bakıma
GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker değil iktidar yürütüyor. Et tüketiminin getireceği
yüksek fiyat, iktidar tarafından tüketicilerin değişebilecek siyasi tercihleri
gögüslenemiyeceği endişesi ile ithalat devam ettiriliyor.
Sayın Bakanın Fransa’dan şövalye nişanı aldığı haberleri,
yorum ve değerlendirmeler basında yer alınca biz de merak edip araştırmaya
başlarken önce diplomatlara soralım dedik. Şövalye nişanı verilmesi ile
ilgili bakanlık dışından sivil diplomatik çevrelerce bize bildirilen yorumda
Ermeni Tasarısı ile gerginleşen Türkiye-Fransa ilişkilerini yumuşatma amacının
olabilirliği de var sayılıyor.
Sonra bakanlığa yöneldik. GTHB Basın Müşavirliği ve
Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil’in yönlendirmesi ile G 20 toplantısına Sayın
Mehdi Eker ile katılan o zamanki GTHB Müsteşar yardımcısı şimdiki Rehberlik
Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’na sorduk:
Geçtiğimiz günlerde GTH Bakanımız Sayın Mehdi Eker’e Fransa
Şövalyelik Nişanı verdi. Bununla ilgili olarak basın bildirisinde Sayın Bakana
şövalyelik nişanının ‘’2011 yılında düzenlenen G20 Bakanlar Toplantısı'nda
önemli kararların alınmasında oynadığı etkin rol nedeniyle layık
görüldüğü’’bildirildi. Buna göre;
‘’Sayın Bakana Fransa’nın şövalye nişanı verilmesine layık
gördüğü 2011 yılında yapılan G20 bakanlar toplantısında Türkiye veya
Sayın Bakanın etkin rol aldığı önemli kararlar nedir? ‘’sorumuza Bakanlığın
Basın Müşavirliği ,basın müşaviri Sayın Gürbüz bey ve Müsteşar Yardımcısı Sayın
Nihat Pakdil’in sekreteryaları aracılığı ile kendilerinin sorumuz ile
ilgili ellerinde doküman olmadığını bize bildirdiler.
Sayın Bakan Mehdi Eker ile birlikte sizin de o zaman
müsteşar yardımcısı sıfatı ile 2011 yılında yapılan G 20 bakanlar toplantısına
katıldığınızı öğrenmiş bulunuyoruz. Ve bundan dolayı sorumu size yöneltmek
durumundayım:
‘’Sayın Bakana Fransa’nın şövalye nişanı verilmesine layık
gördüğü 2011 yılında yapılan G20 bakanlar toplantısında Türkiye veya Sayın
Bakanın etkin rol aldığı önemli kararlar nedir, veya sayın Bakanın G20
toplantısında sunduğu ve kabul edilen teklifleri nelerdir?
GTH Bakanlığı Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal
Sumaytaoğlu’nun açıklaması:
Fransa Tarım Bakanlığı tarafından Sayın Bakanımıza Tarım
Şövalyesi Liyakat Nişanı Verilmesine ilişkin Bilgi Notu
2008 yılında yaşanan Gıda Krizinden bu yana tarım sektörü
yeniden uluslararası toplumun gündemine girmiştir. G-20 gündemine ise
Fransa’nın 2011 yılındaki G-20 Dönem Başkanlığı sırasında Fransa’nın isteğiyle
alınmıştır. Fransa Dönem Başkanlığı, 2011 yılında “Tarımsal Ürün Fiyat
Dalgalanmaları” konusunu görüşmek üzere bir Tarım Bakanları Toplantısı
düzenlemeyi kararlaştırmıştır. Anılan toplantı, 22-23 Haziran 2011 tarihlerinde
Paris’te gerçekleştirilmiştir.
Bu Toplantıya hazırlık amacıyla toplam 4 toplantı
düzenlenmiştir. Bunlar;
Berlin Toplantısı 21 Ocak 2011:
Fransa’nın Berlin Büyükelçiliğinde 21 Ocak 2011 günü
düzenlenmiştir.
Toplantıda, Fransız tarafı, üye ülkeler konuya ilişkin bir
Sualname gönderilmesini ve 8 uluslararası kuruluştan (FAO, IFAD, IMF, OECD,
UNCTAD, WFP, the World Bank and WTO) fiyat dalgalanmaları konusunda bir rapor
hazırlamasını istemiştir. Bu öneri üye ülkeler tarafından da kabul görmüştür.
Toplantıda alınan kararlar;
Şeffaflık ve tarımsal üretim konusunda daha fazla çalışma
yapılması gerektiği,
Mevcut komiteler (FAO ve Gıda Güvenliği Komitesi gibi)
çerçevesinde uluslararası koordinasyonun iyileştirilmesi gerektiği,
Gelişmekte olan ülkelere uygun risk yönetimi araçlarına olan
ilgiden bahsedilmiştir,
Ticaret konularının da gündemde yer alması gerektiği,
Türev marketlerin düzenlenmesi konusu Ekonomi Sherpaları
tarafından görüşülecek olmakla birlikte, Tarım Sherpaları tarafından onlara
tarımsal piyasaların çalışmasına yönelik bilgi verilebileceği konularıdır.
*
2. Paris Toplantısı 23-24 Mart 2011
Toplantıda,
Sualnameye verilen cevaplar,
Uluslar arası kuruluşlar tarafından fiyat dalgalanmaları
konusunda hazırlanan rapor,
Piyasalarda şeffaflık ve bilgi,
Uluslararası koordinasyon,
Risk yönetimi,
Uzun vadede tarımsal üretim konuları görüşülmüştür.
**
3. Paris Toplantısı 11-12 Mayıs 2011
Toplantıda, çeşitli uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum
kuruluşları tarafından, AMIS (Agricultural Market Information System), JODI
(Joint Oil Data Initiative), Biyoyakıtlar, Tarımsal üretim gibi konularda
sunumlar yapılmıştır. Toplantıda ağırlıklı olarak, G-20 Tarım Bakanları
tarafından imzalanması öngörülen “Eylem Planı” konusunda tartışmalar
yapılmıştır. Ülkelerin Plan üzerindeki değişiklik önerileri kaydedilmiştir.
4. Paris Toplantısı 23 Haziran 2011
23 Haziran 2011 günü gerçekleştirilen G-20 Tarım Bakanları
Toplantısında “Eylem Planı” kabul edilmiştir.
Tarım Şövalye Liyakat Nişanı Fransa Tarım Bakanlığı
tarafından ilk kez 1883 yılında verilmeye başlanmıştır. Tarım sektörünün
gelişmesine katkı sağlayan kişilere verilmektedir.
Sayın Bakanımıza verilmesinin nedeni de G-20 toplantıları
sırasında bakanlığımız temsilcilerinin aktif katılımını sağlamasıdır.
Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı Rehberlik Ve Teftiş Başkanı
Sayın Erdal Sumaytaoğlu’na açıklamaları için, bakanlığın diğer personeline
sorumu soracak doğru adresi bulmam da yardımları için teşekkür ederiz.
Biz bu yazımızı yayına hazırlar iken GTH Bakanlığını
TBMM’deki bütçe görüşmelerinde kendisine verilen şövalyelik nişanı ile ilgili
yazılanlara, yorumlara GTHB Sayın Mehdi Eker’in cevabı basına şöyle yansıyordu:
Bakan Eker, Fransa’nın, tarımsal başarılarından dolayı ve
dünya gıda güvenliğiyle ilgili Türkiye’nin yapıcı kararları nedeniyle kendisine
tarım alanında şövalye liyakat nişanı verdiğini anlattı. “Başarı bu” diyen
Eker, ‘Türkiye, Fransa’dan çok ithalat yaptığı için bunun verildiğinin”
söylendiğini belirtti. Eker, bunun da yalan olduğunu ifade ederek, “Fransa,
sizin iktidarınızda 2002′de dünyanın 5., Avrupa’nın 1. büyük tarım
ekonomisiydi. Bizim iktidarımızda Türkiye, Fransa’nın önüne geçti Avrupa’nın
birincisi dünyanın 7′si oldu. Fransa bunu biliyor, Fransa bunun için veriyor”
dedi.
Fransa, Sayın Bakana şövalyelik nişanını ‘’gerçekte ‘’ niçin
verirse versin hayvancılık sektörünün aynası olan tarım medyası ‘’
hayvancılığımızın yorumu’’ nu sunuyor. O yorumlar bakanın tekzip ettiği gibi ‘’
yalan ‘’ olsa da ithalat rakamları gerçek.
Hayvancılık ürünleri ithalatı devam ettiği müddetçe ithal
edilen ülkelerden bakana verilecek her ödül de ister istemez önce o ülkeden
ithalat veya o ülkenin ihraç ettiği rakamlar akla gelecektir.
Türkiye’ye 2011 yılında en çok canlı hayvanı satan ABD’de
dileriz ki Sayın Bakana bir ödül vermesin..!
Bu konu ile ilgili yorum ve değerlendirmeleri üreticilere,
okuyuculara da bırakır iken Türkiye’de hayvancılık ile uğraşan bir milyon
ailenin oluşturduğu dört-beş milyon kişi, hayvancılık sektörü canlı hayvan
ithalatının durdurulması için ilgili gümrük vergilerinin eskiden olduğu gibi %
135 seviyesine getirilmesini bekliyor.
Gıda tarım ve hayvancılıkta tarım ve hayvancılık gıdayı üretiyor.
Gıdanın iki ayağı olduğu görülüyor ve bu ayaklardan hayvancılık ayağı kırık. Bu
kırık ayağın düzeltilmesinin başlangıcı olacak ithalatın durdurulmasında
mecliste grubu bulunan muhalif siyasi partilere de görev düşüyor: İthalatın
durdurulmasını iktidardan ciddi bir şekilde istemektir. İthalatın
durdurulması ile oluşacak et tüketimindeki geçici fiyat yükselişlerinin de
siyasi istismar konusu yapılmayacağını deklare etmektir. Üreticiler
muhalefetten de bunu bekliyor.