Geç gelen itiraf (*)
Mudurnu Tavukçuluk’un eski yöneticilerinden Uğur Türesin’in yaptığı açıklamalar çok konuşulacak gibi. Bolu’nun önemli ekonomik faaliyetlerinden biri olan tavukçulukla ilgili ilginç değerlendirmelerde bulunan Türesin, geçmiş yıllara ve bugüne dair çok önemli değerlendirmelerde ve itiraflarda bulundu. “Değerli hemşeriler, emekli bir tavukçu olarak görüşümü arz ediyorum. Sen de tavukçu idin sen yapmadın mı diyecekler, kıskanıyor diyecekler. Olsun. Dayanamıyorum. Ne derlerse desinler, söz konusu vatansa gerisi teferruat” diyerek bir açıklama yapan Mudurnu Tavukçuluk’un eski yöneticilerinden Uğur Türesin, geçmiş yıllara dair oldukça ilginç itiraflarda bulundu.
“Hatalıydık”
Uğur Türesin; “Bundan 10 yıl önce, tavukçuluk bu kadar yoğun değildi. O günün şartlarında şirket sürekli yatırım yaptığından, parasızlıktan, kendi arazilerimize tarım alanlarında, bizler de yapılaşma yaptık. İtiraf ediyorum, hatalıydık. O günlerde bu kadar çevre bilinci oluşmamıştı. Dostlar Avrupa’da; yer altı suları kirleniyor, koku, böcek vs oluşuyor, hayvan ve insan sağlığını etkileyecek, insanlığı o bölgede ekonomik yönden bitecek diye artık kümes yapılmıyor. Hayvan hakları dernekleri de, tavuklar sıkışık ve zulüm içinde yetişiyor, diye tepki gösteriyorlar” diyerek bugünkü sistemin artık yanlış yönlerinin görüldüğünü ve yavaş yavaş terk edilmeye başlandığını, anlattı. Konuşmasında muhtemel salgın hastalıklara karşı tedbir alınması gerektiğini söyleyen Uğur Türesin: “Mudurnu ilçe sınırları ve 10 km çevresi, yoğun tavuk yetiştiriciliğinden kaynaklı her an çıkacak bir hastalıkla karşı karşıya. Basından da izliyoruz” dedi. “Allah korusun böyle bir şey olursa 50 yıl bu kötü imajı silemeyiz. Bölgeyi karantinaya alırlar. Mevcut tavuk fabrika tesisleri çalışmaz, üretim yapamaz. O zaman işsizlik yeniden patlar. Turist de gelmez ilçemize” diye konuştu.
“Tehlike kapıda”
Açıklamasına, bugün yapılan ve yapılması gündemde olan faaliyetlerle ilgili devam eden Türesin; şöyle devam etti: “Şu an zaman zaman ters esen rüzgârda yol boyunca tavuk pisliği kokuları hissediliyor. Bu sebeple kimse Nallıhan-Bolu Karayolu üzerinden Mudurnu’ya giriş yapmaz. Yeni yapılacak tesisler otomatiktir. 400 binlik tavuk sürüsüne göz kontrolü ile 4 kişi bakmakta, istihdama faydası yoktur. Mudurnu’da üretilen her şey lekelenecek. Tehlike kapıda. Dağ köylerimizde ucuz araziler çok ve işletmeler için mikro klimatize doğal koruma durumundalar. Nallıhan yolu Yüzüncüyıl Köyü, Dedeler, At Yaylası, Uğurlualan yol boyu müsaittir. Tabi ki köylerimizin en az 500 metre dışına yeni kümesler kurulmalı. Bu durum entegre işletmelerimiz için de risklidir”
“Tyson tavukçuluk bile iflas etti”
“Üretim çoğaldıkça kontrolden çıkıyor. Büyüklüğe gelmez.” diyen Türesin, piyasaya dair endişelerini Amerika’dan bir örnekle gösterdi: “Amerika’da, günde bir buçuk milyon tavuk kesen, eski başkan Bill Clinton’un sponsoru, Tyson tavukçuluk bile iflas etti. Sektör kontrollü büyümelidir. Nefisler insanları ne hale getiriyor. Örnek bizleriz, bu işler cesarete bakmaz, daha fazla üretim istihdam diye maliyet düşüreceğiz derken, bankacılık sektörünün o yılki zayıflığının acısını hepimiz çektik, yaşadık. O yıllarda biz Avrupa’yı takip ettik. Hastalık tehlikesini, bugünleri gördük. 10 yıl önce kapasitemizin % 10’nunu organik köy, yayla tavuğuna çevirdik” Türesin konuşmasında, köylerde kümeslerin boş ve alt yapılarının hazır olduğunu söylerken tavukçuluk sektöründe faaliyette bulunacak sanayiciler için de tavsiyelerde bulundu: “Sanayici, tavukçularımızı da, çiftçilerimizi de koruyacak, daha fazla kazandırırken insan sağlığı ve çevremizi koruyacak, köy yaşamının devamını sağlayacak, doğal, organik, ekolojik üretimde bulunmalı. Pazar hazır. Yurt dışında üretimler daha sağlıklı ve lezzetli olduğundan, organik üretimde %35-%40 ulaşıldı. Bizim farkına varıp bu günleri görerek Türkiye’de ilk yaptığımız Yayla Köy tavuğudur. Çare, çözüm budur. Yetkili belediyemize ileri gelenlerimize kamuya, makamlarımıza duyurulur” Türesin, tavukçuluk sektörünün bir an önce gözden geçirilmesi gerektiğine de dikkat çekti.
Mudurnu Tavukçuluk’un eski yöneticilerinden Uğur Türesin’in yaptığı açıklamalar çok konuşulacak gibi. Bolu’nun önemli ekonomik faaliyetlerinden biri olan tavukçulukla ilgili ilginç değerlendirmelerde bulunan Türesin, geçmiş yıllara ve bugüne dair çok önemli değerlendirmelerde ve itiraflarda bulundu. “Değerli hemşeriler, emekli bir tavukçu olarak görüşümü arz ediyorum. Sen de tavukçu idin sen yapmadın mı diyecekler, kıskanıyor diyecekler. Olsun. Dayanamıyorum. Ne derlerse desinler, söz konusu vatansa gerisi teferruat” diyerek bir açıklama yapan Mudurnu Tavukçuluk’un eski yöneticilerinden Uğur Türesin, geçmiş yıllara dair oldukça ilginç itiraflarda bulundu.
“Hatalıydık”
Uğur Türesin; “Bundan 10 yıl önce, tavukçuluk bu kadar yoğun değildi. O günün şartlarında şirket sürekli yatırım yaptığından, parasızlıktan, kendi arazilerimize tarım alanlarında, bizler de yapılaşma yaptık. İtiraf ediyorum, hatalıydık. O günlerde bu kadar çevre bilinci oluşmamıştı. Dostlar Avrupa’da; yer altı suları kirleniyor, koku, böcek vs oluşuyor, hayvan ve insan sağlığını etkileyecek, insanlığı o bölgede ekonomik yönden bitecek diye artık kümes yapılmıyor. Hayvan hakları dernekleri de, tavuklar sıkışık ve zulüm içinde yetişiyor, diye tepki gösteriyorlar” diyerek bugünkü sistemin artık yanlış yönlerinin görüldüğünü ve yavaş yavaş terk edilmeye başlandığını, anlattı. Konuşmasında muhtemel salgın hastalıklara karşı tedbir alınması gerektiğini söyleyen Uğur Türesin: “Mudurnu ilçe sınırları ve 10 km çevresi, yoğun tavuk yetiştiriciliğinden kaynaklı her an çıkacak bir hastalıkla karşı karşıya. Basından da izliyoruz” dedi. “Allah korusun böyle bir şey olursa 50 yıl bu kötü imajı silemeyiz. Bölgeyi karantinaya alırlar. Mevcut tavuk fabrika tesisleri çalışmaz, üretim yapamaz. O zaman işsizlik yeniden patlar. Turist de gelmez ilçemize” diye konuştu.
“Tehlike kapıda”
Açıklamasına, bugün yapılan ve yapılması gündemde olan faaliyetlerle ilgili devam eden Türesin; şöyle devam etti: “Şu an zaman zaman ters esen rüzgârda yol boyunca tavuk pisliği kokuları hissediliyor. Bu sebeple kimse Nallıhan-Bolu Karayolu üzerinden Mudurnu’ya giriş yapmaz. Yeni yapılacak tesisler otomatiktir. 400 binlik tavuk sürüsüne göz kontrolü ile 4 kişi bakmakta, istihdama faydası yoktur. Mudurnu’da üretilen her şey lekelenecek. Tehlike kapıda. Dağ köylerimizde ucuz araziler çok ve işletmeler için mikro klimatize doğal koruma durumundalar. Nallıhan yolu Yüzüncüyıl Köyü, Dedeler, At Yaylası, Uğurlualan yol boyu müsaittir. Tabi ki köylerimizin en az 500 metre dışına yeni kümesler kurulmalı. Bu durum entegre işletmelerimiz için de risklidir”
“Tyson tavukçuluk bile iflas etti”
“Üretim çoğaldıkça kontrolden çıkıyor. Büyüklüğe gelmez.” diyen Türesin, piyasaya dair endişelerini Amerika’dan bir örnekle gösterdi: “Amerika’da, günde bir buçuk milyon tavuk kesen, eski başkan Bill Clinton’un sponsoru, Tyson tavukçuluk bile iflas etti. Sektör kontrollü büyümelidir. Nefisler insanları ne hale getiriyor. Örnek bizleriz, bu işler cesarete bakmaz, daha fazla üretim istihdam diye maliyet düşüreceğiz derken, bankacılık sektörünün o yılki zayıflığının acısını hepimiz çektik, yaşadık. O yıllarda biz Avrupa’yı takip ettik. Hastalık tehlikesini, bugünleri gördük. 10 yıl önce kapasitemizin % 10’nunu organik köy, yayla tavuğuna çevirdik” Türesin konuşmasında, köylerde kümeslerin boş ve alt yapılarının hazır olduğunu söylerken tavukçuluk sektöründe faaliyette bulunacak sanayiciler için de tavsiyelerde bulundu: “Sanayici, tavukçularımızı da, çiftçilerimizi de koruyacak, daha fazla kazandırırken insan sağlığı ve çevremizi koruyacak, köy yaşamının devamını sağlayacak, doğal, organik, ekolojik üretimde bulunmalı. Pazar hazır. Yurt dışında üretimler daha sağlıklı ve lezzetli olduğundan, organik üretimde %35-%40 ulaşıldı. Bizim farkına varıp bu günleri görerek Türkiye’de ilk yaptığımız Yayla Köy tavuğudur. Çare, çözüm budur. Yetkili belediyemize ileri gelenlerimize kamuya, makamlarımıza duyurulur” Türesin, tavukçuluk sektörünün bir an önce gözden geçirilmesi gerektiğine de dikkat çekti.
(*) Bu itiraf, 04.10.2010 tarihinde"BOLU EKSPRES" Gazetesinde yayınlanmıştır.
Hamdi Dağ, Başkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder